AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİ İLE İLGİLİ TEDBİRLER&ŞİDDET MAĞDURLARINA ÖNERİLER

Dumanlı Hukuk ve Danışmanlık  > Genel >  AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİ İLE İLGİLİ TEDBİRLER
&
ŞİDDET MAĞDURLARINA ÖNERİLER
0 Comments

Şiddet vakıaları özellikle son dönemde ülkemizde maalesef çok hızlı bir artış göstermektedir. Şiddet mağduru olup hayatta kalan kişilerin çoğunluğu geriye kalan ömürlerini büyük travmalarla geçirirken, bazı mağdurlar ise maruz kaldıkları muamelelerin neticesinde ne yazık ki hayatını kaybetmektedir. Şiddet faillerinin bu taşkın davranışlarının tedavi edilmesi elbette ki toplumsal düzeyde bir değişimle mümkün olacaktır. Şiddet olaylarının temelden çözülebilmesi için atılması gereken adımlardan bazıları ailelerin eğitilmesi, cinsiyetler arasında ayrımcılık yapan kültürel aktarımın sorgulanıp düzeltilmesi ve bireylerin sevgi dolu bir çevrede kendilerini gerçekleştirebilecekleri uğraşılarla yetişebilme olanaklarının artırılmaya çalışılması, olarak sıralanabilir. Ancak malumunuz olduğu üzere, sosyolojik olarak bir cemiyetin farklılaşması ve karakteristik özelliklerinin iyileşmesi, uzun zaman gerektirmektedir.

Hali hazırda devam eden veya yakın bir zamanda ortaya çıkma ihtimali olan şiddetin karşılıksız bırakılmayıp cezalandırılması ise ancak etkili hukuk kurallarının varlığı ve uygulanması ile mümkün olmaktadır.

Bu yazımızda,
“Şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemek” için konulmuş kurallardan oluşan 6284 sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesinde Dair Kanundan bahsedeceğiz. Son bölümde ise şiddet mağduru olan kişilerin ceza hukuku süreçleri bakımından dikkat etmesi gereken ayrıntılara kısaca yer vereceğiz.

İÇİNDEKİLER
1-) Şiddet Nedir?
2-) Şiddet Mağduru Kimdir?
3-) 6284 Sayılı Kanundan Doğan Tedbirlerin Alınmasını Kimler Talep Edebilir?
4-) Koruyucu Tedbir Kararları Nelerdir?
5-) Önleyici Tedbir Kararları Nelerdir?
6-) Tedbir Kararı Almak İçin Nereye Başvurulur?
7-) Tedbir Kararı Kaç Günde Çıkar?
😎 Tedbir Kararı Almak İçin Yapılacak Başvuruda Masraf Ödemek Gerekir Mi?
9-) Tedbir Kararı Ne Kadar Süre İçin Verilir ve Nasıl Uzatılır?
10-) Tedbir Kararlarına Nasıl İtiraz Edilir?
11-) Tedbir Kararına Uyulmazsa Ne Olur?
12-) Fiziksel Şiddet Mağdurunun Tedbir Kararı Aldırmak İçin Darp Raporu Alması Zorunlu Mudur?
13-) Koruma Tedbiri Alınmasının Boşanma Davasına Etkisi Olur Mu?
14-) Şiddetin, Cezai Yaptırıma Tabi Tutulması İçin Neler Yapmak Gerekir?

*Yazı boyunca ‘kanun’ olarak bahsedilecek düzenleme 6284 sayılı kanundur.

1-) Şiddet Nedir?

Şiddet kanunun tanımıyla,

“Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranıştır.”

Kanuni tanımdan da açıkça anlaşıldığı üzere, şiddet sadece vücut bütünlüğüne zarar veren hareketlerle oluşmamaktadır. Bir insanı dövmek nasıl şiddetse o insana hakaret etmek de şiddettir. Bir kişiyi istemediği halde cinsel birlikteliğe zorlamak ya da ev hanımı olan eşine ev ihtiyaçlarının alınması için dahi olsa para vermemek de, 6284 sayılı kanun uyarınca şiddet olarak nitelendirilmektedir.

2-) Şiddet Mağduru Kimdir?

Şiddet mağduru ise kanunda,
“Şiddet olarak tanımlanan tutum ve davranışlara doğrudan ya da dolaylı olarak maruz kalan veya kalma tehlikesi bulunan kişiyi ve şiddetten etkilenen veya etkilenme tehlikesi bulunan kişileri” ifade etmektedir.

Kanunun adında “Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi” ifadesi yer alsa da, 6284 sayılı kanun sadece kadın cinsiyetindeki bireyleri korumak için düzenlenmemiştir.

Hiçbir cinsiyet ve yaş ayrımı yapılmaksızın 1. başlıkta yer verdiğimiz ve şiddet olarak tanımlanabilecek fiillere maruz kalan herkes, bu kanuna göre şiddet mağdurudur ve bu kanundaki koruma tedbirlerine karar verilmesini talep etme hakkına sahiptir.

3-) 6284 Sayılı Kanundan Doğan Tedbirlerin Alınmasını Kimler Talep Edebilir?

Tedbir kararı kanunun 8. maddesine göre, şiddete uğrayan kişinin talebi, Bakanlık veya kolluk görevlileri ya da Cumhuriyet savcısının başvurusu üzerine verilebilir.

4-) Koruyucu Tedbir Kararları Nelerdir?

Halk arasında şiddetten kaynaklı koruma tedbiri denilince, akla ilk gelen kavram uzaklaştırma kararıdır. Kanunda ise şiddetin niteliğine göre uygulanabilecek bir çok farklı tedbir çeşidi vardır. Bu tedbirler öncelikle kendi aralarında Koruyucu ve Önleyici olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Koruyucu tedbir kararları da kendi içlerinde mülki amir tarafından verilenler ve hakim tarafından verilenler olarak sınıflandırılmaktadır.

Mülki amir tarafından verilebilen tedbir kararları kanunun 3.maddesinde düzenlenmektedir.

“(1) Bu Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere mülkî amir tarafından karar verilebilir:

a) Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması. (Barınma İmkanı)
b) Diğer kanunlar kapsamında yapılacak yardımlar saklı kalmak üzere, geçici maddi yardım yapılması. (Geçici Maddi Yardım)
c) Psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi. (Psikolojik,Hukuki, Sosyal Yardım)
ç) Hayatî tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması. (Geçici Koruma)
d) Gerekli olması hâlinde, korunan kişinin çocukları varsa çalışma yaşamına katılımını desteklemek üzere dört ay, kişinin çalışması hâlinde ise iki aylık süre ile sınırlı olmak kaydıyla, on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari ücret tutarının yarısını geçmemek ve belgelendirilmek kaydıyla Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkânının sağlanması.
(Kreş İmkanı)

(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde birinci fıkranın (a) ve (ç) bentlerinde yer alan tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde mülkî amirin onayına sunar. Mülkî amir tarafından kırksekiz saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.”

Hakim tarafından alınabilecek koruyucu tedbir kararları ise kanunun 4. maddesinde düzenlenmektedir.

“Bu Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki koruyucu tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:

a) İşyerinin değiştirilmesi.
b) Kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi.
c) 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunundaki şartların varlığı hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması.
ç) Korunan kişi bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması hâlinde ve ilgilinin aydınlatılmış rızasına dayalı olarak 27/12/2007 tarihli ve 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi.”

5-) Önleyici Tedbir Kararları Nelerdir?

Önleyici tedbir kararlarının uygulanmasına kural olarak hakim tarafından karar verilir. Bu tedbirler kanunun 5. maddesinde düzenlenmektedir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde bazı tedbirlerin alınmasına istisnaen kolluk amiri de karar verebilecektir.

“(1) Şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:

a) Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.

b) Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.

c) Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.

ç) Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.

d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması.

e) Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi.

f) Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi.

g) Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi.

ğ) Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.

h) Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.

ı) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.

(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde birinci fıkranın (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde yer alan tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde hâkimin onayına sunar. Hâkim tarafından yirmidört saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.

(3) Bu Kanunda belirtilen tedbirlerle birlikte hâkim, 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirler ile 4721 sayılı Kanun hükümlerine göre velayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulması hususlarında karar vermeye yetkilidir.

(4) Şiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişiŞiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise 4721 sayılı Kanun hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla hâkim, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir.”

6-) Tedbir Kararı Almak İçin Nereye Başvurulur?

Uygulanan şiddetin türüne göre alınması gereken tedbirler değişiklik gösterebilir. Tedbirler yukarıda belirtmiş olduğumuz üzere, koruyucu ve önleyici tedbirler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Tedbir kararını verecek merci, uygulanmasını istediğiniz tedbire göre farklılık göstermektedir.

Örneğin bir kadın eşi tarafından şiddete uğruyor ve eşi, görevi gereği silah taşıması zorunlu olan (polis, jandarma gibi) bir mesleği icra ediyorsa, burada uygulanması gereken tedbirlerden ilki 6284 sayılı kanunun 5. maddesi (ğ) bendi olabilir.

“ğ) Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.”

Bu tedbir türü kanunda Hakim Tarafından Verilecek Önleyici Tedbir kapsamında olduğundan, bu kararın alınması için başvurulması gereken yer Aile Mahkemesi olacaktır.

Bir başka örnekle daha konuyu somutlaştıralım. Örneğin, bir kadın ve çocuğu eşi tarafından şiddete maruz bırakılıp yaşadığı eve girmesi yasaklanır veya evden kovulursa, burada alınması gereken ilk tedbir mağdur anne ve çocuğuna barınma imkanı sağlanması olacaktır. Bu tedbir, Kanunun 3. maddesinde Mülki Amir Tarafından Verilecek Koruyucu Tedbir Kararları başlığı altında yer almaktadır.

“a) Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması.”

Bu tedbirin uygulanması için kaymakamlığa veya valiliğe durumunuzu anlatan çok kısa bir dilekçe ile talebinizi iletebilirsiniz. Eğer gecikmesinde sakınca bulunan bir hal varsa, bu tedbir kararını kolluk amiri de (başvuru yapacağınız karakoldaki polis amiri) verebilmektedir. Kolluk amirinin verdiği tedbir kararı kararın alındığı tarihi takip eden ilk iş günü içinde mülki amirin onayına sunulur. Mülki amir tarafından 48 saat içerisinde onaylanmayan tedbir kararı kendiliğinden ortadan kalkacaktır.

7-) Tedbir Kararı Kaç Günde Çıkar?

Koruyucu ve önleyici tedbirler tehlike altında olan şiddet mağdurlarını ilgilendirdiğinden, yetkili makamlar uygulamada çok kısa süre içerisinde karar vermektedir.

Nöbetçi Aile Mahkemesine verdiğiniz tedbir talepli dilekçeniz için mahkemelerin yoğunluğuna göre değişmekle birlikte genellikle en geç birkaç gün içerisinde karar verilmektedir.

Polis merkezine şiddete uğradıktan sonra yaptığınız başvuruda kolluk amirlerinin vermeye yetkili olduğu tedbir kararları ise, aynı gün içerisinde çıkarılmaya çalışılmaktadır.

Bu sebeple eğer şiddet mağduru iseniz, ‘Başvuru yapsam da kim bilir ne zaman karar verilir?’ şeklinde bir düşünce içine girmeden, durumunuzu yetkili kurumlara (polis, jandarma, kaymakamlık, savcılık, mahkeme gibi) en kısa süre içerisinde iletin.

😎 Tedbir Kararı Almak İçin Yapılacak Başvuruda Masraf Ödemek Gerekir Mi?

Kanunumuz şiddete uğradığı veya uğrayacağı tehlikesi ile tedbir kararı aldırmak isteyen mağdur bir insandan harç ve masraf alınmasını uygun görmemiştir.

Kanunun 20. maddesine göre,

“Bu Kanun kapsamındaki başvurular ile verilen kararların icra ve infazı için yapılan işlemlerden yargılama giderleri, harç, posta gideri ve benzeri hiçbir ad altında masraf alınmaz.”

Tedbir kararı aldırmak istiyor ancak süreci nasıl yürüteceğiniz noktasında kaygılar yaşıyorsanız, bir avukattan hukuki destek alabilirseniz. Maddi durumunuz iyi değilse avukat desteği için bulunduğunuz il barosunun adli yardım bürosundan talepte bulunabilirsiniz.

Örneğin İstanbul Kartal’da yaşıyorsunuz ve eşinizden şiddet görüyorsunuz. Eşinizin evden uzaklaştırılmasını, çocuklarınıza ve size yaklaşamamasını talep ediyorsunuz buna ek olarak maddi durumunuz da kötüyse, İstanbul Barosu Adli Yardım Bürosuna başvurarak uzaklaştırma tedbiri talebinizi ilgili makamlara yapabilmesi için avukat atanmasını talep edebilirsiniz.

9-) Tedbir Kararı Ne Kadar Süre İçin Verilir ve Nasıl Uzatılır?

Tedbir kararları, kanuna göre ilk seferinde en çok 6 AY için verilebilir. Ancak şiddet veya şiddet uygulama tehlikesinin devam edeceğinin anlaşılması halinde bu tedbirin süresinin uzatılmasına re’sen, korunan kişinin ya da Bakanlık veya kolluk görevlilerinin talebi üzerine karar verilebilir.

Örneğin eski sevgilinizden sürekli mesajlar aldığınız için bu rahatsız edici durumun sona ermesi amacıyla Nöbetçi Aile Mahkemesine başvuru yaptınız ve mahkeme, karşı tarafın iletişim araçları yoluyla sizi rahatsız etmemesini sağlayacak tedbire 01/01/2022 tarihinde 3 aylık bir süre için hükmetti. Bu durumda sizi bu rahatsız edici mesajlardan koruyacak olan tedbir, 01/04/2022 tarihinde sona erecektir. Tedbir kararı süresi dolduğunda kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Bu sebeple tedbir kararının süresinin dolmasına az bir süre kaldığında, kararı veren makamdan kararın süresinin uzatılmasını talep edebilirsiniz. Bu uzatma talebinde ilk tedbir kararından farklı istemlerinizi de bildirebilirsiniz. Mesela eski sevgilinizin size iletişim araçları ile ulaşmasının engellenmesine ek olarak ikamet ettiğiniz yere yaklaşmasının da yasaklanmasını talep edebilirsiniz. Süre uzatma başvurularını, son güne bırakmadan makul bir süre içerisinde yapmanızı öneririz.

10-) Tedbir Kararlarına Nasıl İtiraz Edilir?

Yetkili bir makam tarafından aleyhine tedbir kararı verilen tarafın, tefhim (yüze karşı bildirimde bulunma) ya da tebliğ edildiği tarihten itibaren İKİ HAFTA içerisinde Aile Mahkemesine itiraz etme hakkı bulunmaktadır.

“Hâkim tarafından verilen tedbir kararlarına itiraz üzerine dosya, o yerde aile mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde aile mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde asliye hukuk mahkemesine, aile mahkemesi hâkimi ile asliye hukuk mahkemesi hâkiminin aynı hâkim olması hâlinde ise en yakın asliye hukuk mahkemesine gecikmeksizin gönderilir.”

İtirazı inceleyen merci bir hafta içinde kararını verir. İtiraz üzerine verilen bu karar kesindir.

11-) Tedbir Kararına Uyulmazsa Ne Olur?

Tedbir kararlarına uymamanın yaptırımı kanunun 13. maddesinde düzenlenmektedir.

Şiddet uygulayan kişi, hakkında hükmedilen tedbire uygun davranmadığında hakim kararıyla 3 GÜNDEN 10 GÜNE kadar Zorlama Hapsine tabi tutulur.

Tedbir kararına aykırılığın her tekrarında zorlama hapsinin süresi, 15 GÜNDEN 30 GÜNE kadardır.

Zorlama hapsinin toplam süresi en fazla 6 AYDIR.

Halk arasında uzaklaştırma kararı olarak da bilinen koruma tedbirleri, yukarıda verdiğimiz örneklerden anlaşıldığı üzere koruyucu ve önleyici tedbirler olarak birden çok çeşide sahiptirler. Bu tedbirlerin alınması için gereken başvuruları doğru mercilere zamanında yapmak hayati önem taşımaktadır. Koruyucu tedbir kararlarının alınması için, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz. Önleyici tedbir kararları da geciktirmeksizin verilir. Tedbir kararların alınmasında zorunlu olmasa da darp raporu almak yararınızadır.

Uğradığınız şiddet her ne türden olursa olsun en kısa sürede Kolluğa( polis, jandarma, Savcılığa, Mahkemeye, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına, ŞÖNİM (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri)’ e başvurmanızı tavsiye ediyoruz.

Şiddet uygulayan kişi tarafından evinizden kovulduysanız, şiddete maruz kaldığınız eve dönmek istemiyorsanız veya şiddet mağduru olmanızdan kaynaklı barınabileceğiniz bir yer yoksa, yukarıda saydığımız mercilere başvurup bir SIĞINAĞA YERLEŞTİRİLME TALEBİNDE bulunma hakkınız vardır. Bu sığınakların nerede olduğuna ilişkin bilgi gizlidir.

Şiddetle yaşamak hiçbir insanın değişmez kaderi değildir. Fırsatını bulduğunuz ilk anda yetkili kurumlara başvurunuzu yapmanız beden ve ruh sağlığınızın korunması açısından elzemdir.

12-) Koruma Tedbiri Alınmasının Boşanma Davasına Etkisi Olur Mu?

Bu sorunun cevabı, koruma tedbirinin türü ve elinizde bulundurduğunuz raporlar ile boşanma davanızı hangi sebebe dayandırarak açtığınıza göre değişkenlik gösterecektir.

Örneğin hayata kast, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış (TMK 162) veya evlilik birliğinin temelden sarsılması (TMK 166) nedeniyle açılmış olan bir boşanma davasında, uygulanan fiziksel şiddetten ötürü darp raporu alınmış ve bunun üzerine de uzaklaştırma kararı verilmişse, bu durum boşanma davasını açmakta şiddet mağduru olan tarafın haklı olduğunu gösterir bir delil olarak değerlendirilecektir.

Koruma tedbiri almak sadece boşanma aşamasında delil olsun diye yapılacak bir işlem değildir. Zira yukarıda belirtmiş olduğumuz üzere eski sevgilinize, şu anda nişanlı olduğunuz kişiye, babanıza, karınıza veya komşunuza karşı koruma tedbiri verilmesini talep edebilirsiniz.

13-) Şiddetin Cezai Yaptırıma Tabi Tutulması İçin Neler Yapmak Gerekir?

Koruma tedbirleri sadece belirli süreliğine verilen geçici tedbirlerdir. Bu sebeple eğer şiddet uygulayan kişinin ceza hukuku bağlamında, suç teşkil eden fiillerinin cezasını çekmesi isteniyorsa kolluk birimlerine gidip şikayetçi olunmalı veya savcılığa şikayet dilekçesi verilmelidir. Bu şikayete şiddete maruz kalındığnı gösterir bir darp raporunun eklenmesi haklılığın kanıtlanması açısından büyük önem arz etmektedir.

Savcılığa şikayet dilekçesi verdiğinizde dosya ile ilgilenen savcı şiddet mağurunun beyanlarını, olayın oluş şeklini ve delilleri değerlendirip suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluştuğunu düşünüyorsa iddianame hazırlar. İddianamenin mahkemece kabulü ile birlikte şikayetçi olunan kişi hakkında dava açılmış olacaktır.

Ceza davalarında soruşturma aşamasında verilen ifadeler büyük önem taşır. Bu sebeple mağdur olarak ifade vermek için savcılık veya kolluk makamına gidildiğinde cinsel saldırı suçu ve alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezası gerektiren suçlarda, barodan avukat atanmasını talep edebileceğinizi unutmayın. CMK sisteminden baro tarafından atanan avukat, sunduğu hizmet karşılığında sizden bir ücret talep etmeyecektir.

Cinsel saldırı olaylarında, dikkat edilmesi gereken birkaç ayrıntı daha bulunmaktadır.

Cinsel saldırıya uğrayan bir insan, bu büyük travmanın etkisiyle kirlendiği düşüncesi ile hemen yıkanmak isteyebilir. Ancak mağdurun elini, yüzünü, ağzını veya tüm bedeninizi yıkaması, bu kötülüğü yapan kişinin cezalandırılmasını sağlayacak olan salgı ve izlerin yok olmasına neden olacaktır. Buna ek olarak cinsel saldırıya uğranıldığı andaki kıyafetlerin ve iç çamaşırların temizlenmesi de delillerin kaybolmasına sebep olan ikinci bir faktördür. Böylesine talihsiz ve üzücü bir olay yaşandığında, hiç süre kaybetmeden kolluğa (polis,jandarma) veya savcılığa başvurup sevk olunan hastaneden rapor almak yapılması gereken ilk şeydir.

Buna ek olarak cinsel saldırı suçundan sonra bedeninizin içinde bulunduğu durumu gösteren fotoğraflarınızı çekerseniz bu fotoğraflar da delil olarak dosyaya sunulacak ve değerlendirilecektir. Bu fotoğrafların size ait olduğunun anlaşılabilmesi için yüzünüzü de kadrajın içine almanız faydalı olacaktır.

Şiddet mağdurunun cinsel saldırıya uğradığını gören ve bu davranışları gerçekleştiren şahsı teşhis edebilecek kişilerin tanık olarak dinletilmesi de ceza davası açısından yarar sağlayacaktır.

Tüm bu zorlu süreçlerde bir avukatla birlikte hareket etmek, şiddet mağduru olan kişilere hem hukuki hem de psikolojik güç sağlayacaktır.

Hiçbir insanın bu yazıda verdiğimiz bilgilere ihtiyacı olmamasını umuyoruz. Ancak eğer ortada bir sorun varsa çözüm de vardır. Lütfen devletin ilgili kurumlarına başvuru yapmaktan çekinmeyin. Koruma tedbirleri, savcılık şikayetleri, ceza davaları gibi hususlarda, hukuki bilgisi olmayan insanların yönlendirmeleri ile hareket etmemenizi öneririz. Taleplerinizin tamamını içermeyen kabataslak hazırlanmış dilekçelerle yaptığınız başvurular, hak kaybı yaşamanıza neden olabilir. Bu sebeple başınızda bu türden dertler varsa, bir avukattan hukuki yardım almanız en iyisidir.

Av. Hilal DUMANLI

Yararlanılan Kaynaklar

1-) 6284 sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesinde Dair Kanun
2-) 6284 sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesinde Dair Kanuna İlişkin Uygulama Yönetmeliği
3-) https://www.kadindayanismavakfi.org.tr/
4-) https://morcati.org.tr/

Yasal Uyarı

Bu sitede yer alan tüm açıklama ve yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sitemizde yer alan yazıların içeriğini oluşturan içtihatlar ve mevzuat zaman içerisinde değişiklik göstermektedir. Yazılarımızda yer alan bilgilere dayanılarak işlem yapılmasından doğacak hiçbir sonuçtan, sorumlu olmadığımızı belirtiriz. Hukuken çözümlenmesi gereken meseleleriniz varsa, bir avukatla doğrudan iletişim kurmanızı tavsiye ederiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir